Kamusal Uyuşmazlıklar
Ülkemizdeki arabuluculuk mevzuatı gün geçtikçe gelişmeye devam etmektedir. Ancak hukuk uyuşmazlıklarının neredeyse tamamı hakkında arabuluculuk yoluna başvurulması mümkün ise de, idari uyuşmazlıklar hakkında geniş bir arabuluculuk portföyü bulunmamaktadır.
Türk hukukunun yürürlükte olan mevzuatında, kamusal alanı ilgilendiren hususlarda arabuluculuk kurumuna taraflar arasındaki uyuşmazlıkları inceleyen özel hukuk dallarına nazaran daha az yer verilmiştir. Bu nedenle, bilhassa özel hukuk kişileri ile kamu idareleri arasında cereyan eden arazi ve çevre uyuşmazlıkları arabuluculuk sürecinde görüşmelere konu edilebilmektedir.
- Kamusal Uyuşmazlıklarda Arabuluculuğa Başvuracak Taraflar
Yürürlükteki mevzuat bakımından bir değerlendirme yapılacak olursa, kamusal uyuşmazlıklar hakkında arabuluculuk kurumuna başvurulması hususunda henüz bir zorunluluktan söz edilmemektedir. Ancak arabuluculuğa başvurulmasını mümkün kılan kamusal uyuşmazlıklar hakkında ihtiyari arabuluculuğa başvuru yapılması mümkündür.
Burada sorulacak soru, arabuluculuk görüşmelerinde tarafların kimler olacağı sorusu olabilir. Taraflardan biri kamu idaresi, diğeri ise uyuşmazlığın tarafı olan özel hukuk gerçek veya tüzel kişisi olacaktır.
- İdare, Taraf Olduğu Özel Hukuk İlişkilerinde Arabuluculukta Taraf Olarak Yer Alabilir
Bilindiği gibi, yargı dışı alternatif çözüm yöntemlerinden birisi olan arabuluculuk, hukuki uyuşmazlıkların çözümünde ciddi ölçüde rol oynamaya başlamıştır. Bu kurumun öneminin artması ile idarenin taraf olduğu bazı hukuki uyuşmazlıklar bakımından da kullanılması gündeme gelmiştir. Bu nedenle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda gereken değişiklik ve düzenlemeler yapılmış bulunmaktadır. Buna göre, idarenin de arabuluculuk görüşmelerine katılması ve taraf olarak bulunması mümkündür.
Değişikliklerle birlikte idarenin taraf olduğu uyuşmazlıklar konusunda nispeten sınırlı bir alanda uygulama alanı açılmıştır. İdarenin özel hukuk alanında yapmış olduğu iş ve işlemlerden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklarına arabuluculuk yöntemi uygulanabilir. Bunlara örnek olarak genellikle arazi ve çevre uyuşmazlıkları gösterilmektedir. Örneğin, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bir özel hukuk kişisine (örneğin bir fabrikaya ya da herhangi bir kimseye) kiraya verdiği ya da sattığı araziler hakkında çıkan her türlü uyuşmazlık bakımından tarafların arabuluculuk usulüne başvurma hakları bulunmaktadır. Bu tür uyuşmazlıklar hakkında yürürlükteki mevzuat bakımından arabulucuya başvurmak zorunlu değildir. Arabulucuya başvuru yapılmaksızın doğrudan doğruya yargı yoluna başvurmak da mümkündür. Ancak arabulucuya başvuru yapılması hem zaman hem masraf açısından her iki taraf için de yararlı olduğundan, bu gibi uyuşmazlıklarda da mümkün olduğunca öncelikle arabuluculuk usulüne başvuru yapılması önerilmektedir. Fethiye Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi kamusal uyuşmazlıkların çözümünde de arabuluculuk faaliyetlerini sürdürmektedir.
- Arabuluculuk Usulüne Başvurulamayan Haller
Buna karşın, idarenin salt kamu hukuku alanında tesis etmiş olduğu işlem ve eylemlerden ortaya çıkan hukuki uyuşmazlıklar konusunda arabuluculuk usulüne başvurulması mümkün değildir. Buna örnek olarak, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlanan bir genelge doğrultusunda alınan kararlar gösterilebilir. Bu kararlardan etkilenen özel hukuk gerçek veya tüzel kişilerinin arabuluculuk yoluna başvuru yapması mümkün değildir.
Arabuluculuk usulüne uygun olan tüm kamusal uyuşmazlıklarınız için Fethiye Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi ile iletişim geçebilirsiniz.