- Sigorta Hukukundan Doğan Uyuşmazlıklar Zorunlu Arabuluculuk Kapsamında Yer Almaktadır
Sigorta hukukundan doğan uyuşmazlıklar da “ticari arabuluculuk” kapsamında değerlendirilir. Bunun sebebi, sigorta hukukuna ilişkin kural ve hükümlerin 6102 s. Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olmasıdır. Bunun sonucu, sigorta hukukundan doğan uyuşmazlıklar hakkında arabuluculuğun, ticari arabuluculuk faaliyetlerine ilişkin kurallara tâbi olmasıdır.
6102 s. TTK m. 5/A uyarınca ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk başvurusu yapılması yasal bir zorunluluk haline getirilmiş olup, arabulucuya başvurmadan dava açılması durumunda dava usulden reddedilecektir. Bu kurala sigorta hukukundan doğan uyuşmazlıklar da dahildir. Bu anlamda, sigorta hukukundan doğan uyuşmazlıklardaki arabuluculuk faaliyetinin, bu alandaki uyuşmazlıklar sebebiyle açılacak davalar bakımından “dava şartı” haline getirildiğini belirtmeliyiz.
Sigorta hukukundan doğan uyuşmazlıklar, sigorta şirketine açılacak davaları, bu şirketlerden talep edilecek sigorta tazminatlarını, poliçelerden doğan uyuşmazlıkları ve bu hususa ilişkin tespit istemlerini kapsamaktadır. Bu uyuşmazlıklar TTK m. 5 uyarınca ticari uyuşmazlıklar kapsamında yer almakta olup, zorunlu arabuluculuğa ilişkin hüküm sigorta uyuşmazlıkları sebebiyle açılacak davalar için de geçerlidir. Bu uyuşmazlıkların sigorta hasarından ya da priminden doğmuş olması fark yaratmaz. Sonuç olarak bir ticari uyuşmazlık sayılırlar ve zorunlu ticari arabuluculuğun kapsamına girmektedirler.
- Arabuluculuk Görüşmelerinin Sonucunda Alınan Kararların Bağlayıcılığı
Arabuluculuğa başvurulduğu takdirde, taraflar arabulucunun yönetimindeki görüşmelerde ve arabulucunun bürosunda bir araya gelir ve uyuşmazlık konusu hakkında anlaşmaya çalışır.
Arabuluculuk görüşmelerinin “zorunlu arabuluculuk” ya da “ihtiyari arabuluculuk” ayrımı olmaksızın aynı sonuçları doğurduğu söylenebilir. Her iki görüşmenin sonunda da bir tutanak tutulur. Bu tutanak, tarafların anlaşıp anlaşmamalarına göre değişiklik gösterir.
Görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması olasılığında arabulucu tarafından bir “anlaşma tutanağı” tutulur. Anlaşma tutanağında tarafların hangi hususlarda anlaştığı yazılıdır.
Örneğin, XYZ Sigorta Şirketi ile sigorta sözleşmesi akdeden ve 40.000 TL’ye kadar bir zarar sigortası poliçesi bulunan sigorta lehtarı, rizikonun meydana gelmesinden sonra şirketin zararı sigorta bedeli ölçüsünde karşılamadığını ileri sürmüş ve dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmuştur. Yukarıda da belirtildiği gibi sigorta uyuşmazlıklarında 01/01/2019 tarihinden sonraki uyuşmazlıkları bakımından dava açmadan önce arabuluculuğa başvuru yapılması zorunludur. Arabuluculuk görüşmeleri sırasında taraflar anlaşmaya varırsa anlaşma tutanağı tutulur ve bu tutanak bir mahkeme kararı gibi hüküm ve sonuç doğurur. Bunun sonucu, tutanakta yazılı hususları yerine getirmeyen taraf aleyhine icra takibine başlanmasının olanaklı olmasıdır.
Belirtelim ki, arabuluculuk görüşmeleri sırasında taraflar diledikleri her şekilde anlaşmaya varabilirler. Bu bakımdan bir sınırlama söz konusu olmadığı gibi, arabuluculuk görüşmelerinin asli amacı “uzlaşıya varmak”tır. Bu nedenle, görüşmeler sonunda varılacak çözümlerin mutlaka yasada yazılı usul ve esasa uygun olmasına şart değildir.
Anlaşma sağlanırsa, anlaşmaya ilişkin tutanak mahkeme kararı (ilam) hükmünde olup, icra edilebilir niteliktedir. Başka bir deyişle, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma tutanağına geçirilen her bir husus, ilgilisi tarafından yerine getirilmek zorundadır. Aksi takdirde cebri icra yoluyla kararın yerine getirilmesi sağlanır; yeni bir “takip” süreci başlar.
Fethiye Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi, yukarıda yazılı tüm hususlar konusunda profesyonel danışmanlık ve arabuluculuk hizmeti vermektedir.